Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, 14 Kasım 2025 tarihinde Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde marangoz atölyesinde çırak olarak çalışan 15 yaşındaki Muhammed Kendirci’nin ölümünü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı.
Milletvekili Ayan, çocuğun iradesi dışında maruz bırakıldığı bu ağır ve onur kırıcı eylemin, yaşam hakkını doğrudan hedef alan ağır yaralama, öldürme, istismar ve eziyet suçları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Muhammed K.’nin denetimsiz ve güvencesiz bir atölyede, temel iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmadan çalıştırıldığına dikkat çekti.
Olay sonrası gözaltına alınan 20 yaşındaki kalfa Habip Aksoy’un adli kontrolle serbest bırakılması ve kamuoyu baskısı sonrası yeniden yakalama kararını hatırlatan Ayan, bu durumun soruşturma sürecinin ciddiyeti ve güvenilirliği konusunda soru işaretleri yarattığını belirtti.
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın basın açıklamasında eylemin “şaka” olarak nitelendirilmesi ise, hukuken ve vicdanen kabul edilemez olarak değerlendirildiğin ifade eden Vekil Ayan, ellerinin bağlanması, pantolonunun zorla çıkarılması ve kompresörle yapılan eylemin “şaka” olarak sunulmasının olayın gerçeğin ortaya çıkarılmasını gölgelediğini kaydetti.
Milletvekili Ayan, Muhammed Kendirci’nin ölümü ile ilgili Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a cevaplaması istemiyle şu soruları yöneltti:
“Bu bağlamda;
1. Soruşturmanın ilk aşamasından itibaren Şanlıurfa CBS ve Bakanlığınız tarafından hangi adımlar atılmış, nasıl bir inceleme yapılmıştır?
2. Soruşturmada ilk olarak şüphelinin adli kontrolle serbest bırakılmasının gerekçesi nedir? Bu kararın çocukların üstün yararı ve ağır suç şüphesi karşısında ölçülü olup olmadığına dair Bakanlığınız bir inceleme yürütmekte midir?
3. Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17.11.2025 tarihli basın açıklamasında eylemin “şaka” olarak nitelendirilmesi, hangi delil, rapor veya incelemeye dayandırılmıştır?
4. Olay mahallinde bulunan ve işyerinde çalışan diğer üç kişinin şüpheli olarak soruşturmaya dahil edilmediğine ilişkin iddialar doğru mudur? Doğruysa, bu kişilerin neden şüpheli sıfatı ile ifadeleri alınmamıştır?
5. Dosyaya getirilen gizlilik kararının gerekçesi nedir? Bu gizlilik kararının maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, delillere erişim ve aile/avukatların bilgi alma hakkını ihlal etmesine yönelik Bakanlığınızın herhangi bir bilgisi ve talimatı var mıdır?
6. Bakanlığınız, bu soruşturmanın “etkin soruşturma” ilkelerine (AİHM içtihatları, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, İstanbul Protokolü) uygun şekilde yürütülmesini sağlamak için herhangi bir denetim veya izleme mekanizması işletmekte midir?
7. Muhammed K.’nin ölümüyle sonuçlanan bu ağır istismar vakası karşısında Bakanlığınız çocuk işçiliğinin önlenmesi, denetimsiz işyerlerinin takibi, çocukların güvenliğinin sağlanması ve benzer vakaların tekrarlanmaması için hangi adımları atmayı planlamaktadır?”


0 Yorum